Küçük Prens (Le Petit Prince)
- Canısı
- 29 Ara 2016
- 2 dakikada okunur
Sizlere çok sevdiğim bir kitaptan bahsetmek istiyorum. Aslında hepinizin bildiği en azından bir kaç kez adını duyduğu bir kitap ; çünkü bu kitabın yaşı yok aslında çocuk kitabı gibi gözükse de ''hangimiz bir zamanlar çocuk değildik ki ?'' :)
Boyutuna ve görseliğine bakmadan kaç yaşında olursak olalım okumamız gereken bir kitap.Tekrar tekrar söylemek gerekir ki çocuk kitabı değil birçok kez opera, tiyatro ve şarkılara konu olmuştur ve hala günümüzde tiyatrolarda sahnelenmektedir.
Ve
Küçük Prens'i ne zaman görsem içinden bir şeyler anımsasam mutlu oluyorum ki hepimizin şuan mutlu olmak için küçüçük şeylere ihtiyacı var. :)))
Küçük Prens ve Yazarı Exupery ile ilgili biraz bilgi vermek gerekirse ;
Fransız yazar ve pilot olan Antoine de Saint-Exupéry 1943'te yayımlamış olduğu masaldır.
Yazarımız, New York'ta bir otel odasında yazıp Küçük Prens ve diğer karakterlerin çizimleri kendi yapmıştır.
Anlatımı ve çizimleri aslında bir çoçuk kitabı gibi kurgulansa da , moderniteye ve 2. Dünya Savaşı'nın etkilerinin görüldüğü toplumu eleştiriştirdiği bir kitap olarakta değerlendiriliyor.
Fakat dünyanın en çok okunan kitaplarından biri olmuş Küçük Prens.
Gerçek yaşamda ;
Exupéry, 1935 'te, Sahra Çölü’nün ortasına düşmüş.
Karısı Consuelo’nun Küçük Prens gibi bitmek bilmeyen arzuları ve korunma arzusu olduğunu düşünmekte
Küçük Prens’in gezegeni gibi volkanlarla dolu El Salvador’da yaşamıştı.
Bu yüzden Exupery kendi hayatından kesitler aktarmış diye düşünülmekte.
Küçük Prens'in Konusuysa ;
Küçük bir çocuğun gözünden büyüklerin dünyası anlatılan Küçük Prens'te ;
Yazarın uçağı bozulduğu için Sahra Çölün'de kaybolur. Çölde Küçük Prens ile karşılaşır ve tanışırlar tabi pilotumuz kendi derdinde olduğu için önceleri Küçük Prens ile ilgilenmez fakat zamanla bu durumu anlamlandırmaya onu tanımaya çalışır.Diğer yandan Küçük Prens yazara yaşadığı yeri, yaşadığı maceraları anlatmaya başlar.
Yirmi yedi bölümden oluşan uzun öykümüz Küçük Prens'in kendi gezegeninden gülüne yardımcı olacak bilgiler için ayrılmasından sonra altı ayrı gezegendeki gezileri anlatığı bölümlerde bazı kalıplaşmış yetişkin yaşam biçimlerinin eleştirisini yapar;
Kralın gezegeni otorite tutkusunu,
sanatçının gezegeni kendini beğenmişliği ve sanatçının toplumla yitirmiş olduğu iletişimsizliği,
sarhoşun gezegeni, umutsuzluk ve buna dayanan unutma isteğini,
iş adamının yaşadığı gezegen, amaçsız sahip olma tutkusunu,
fenercinin gezegeni anlamsız ve sorgulamaksızın yerine getirilen görev duygusunu,
coğrafyacının yaşadığı gezegen ise bilimi kimin için yaptığını unutan bilim adamını ve bilim anlayışını sembolize ediyor.
Hepsinden mutsuz ayrılır.
Dünya'da son gezegendir. Dünyanın diğerlerinden farkı büyük ve kalabalık bir gezegen olmasıdır. İnsanların kendi değerlerinden düşüncelerinden çok giysileriyle anlam ve değer kazanmaktadır.
Küçük Prens evine gitme kararı alır ve pilotumuzun yardımıyla döner...
Eğer okumayanlar varsa veya bu gözle okumadıysanız bir kez daha bu açılarla okumanızı tavsiye ederim şimdiden iyi okumalar :)
Comentários